Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Blogumu Okumadan Önce Uyarı

Bu blogu herkes okumaya çalışmasın / okumasın. Gününüz  sıkıcı hale gelebilir. Karışık ve yanlış anlaşılmalara sebep olabilir.  Bu blogu okuyanların 1. Aktif (ezberbozan) düşünme yeteneğine sahip insanlar olmaları 2. Mevcut sistemin ve dayatmaların (siyasi-dini-felsefi) dışında ve ötesinde bir bakış açısı yaratabilmeleri  3. Yavaş ve sindire sindire okuyabilecek sabır'a sahip olmaları 4. Kendisini aşabilecek entellektüel kapasiteye sahip olmaları   5.  Blogumda sarf edilen c ümleleri  açabilme yeteneğine sahip olmaları beklenir. (sarf edilen cümlelerin semantik kuruluşu sıradan sentaks'ın ötesine geçmektedir zaman zaman). Bu niteliklere sahip olmayan okuyucuların buradan hiç bir çıkarım da bulunamayacaklarını, çıksa çıksa en fazla kendi aksi çıkacağını baştan bilmelidir. Bu nedenle Siz'in aksiniz Sizi ilgilendirir.  Ben ise burada başka bir şey söylüyorum.   Beni okuma; bana yazma böylece ne Senin ne de benim kafam boşuna meşgul olmasın.

Fettuso, Armani, Versace, Gabbana ve "Enel Hak"

Fettuso, Armani, Versace, Gabbana ve "Enel Hak" Nasıl olur da  şu Fettişo Gulaş, denen adamın arkasından gidecek kadar aciz bu okumuşlar.  Atatürkün her dediği beş net anlaşılıyor, bunun ne dediğini çözmek mümkün değil. Ama işte anlaşılmayınca zaten yarı Tanrısın; bolca yabancı kelime kullan bir de Kuran'dan bir kaç ayetle karıştır, "Ekoloji" de, ardından bir de arapçasını patlat, evlenme, boşanma, (ama bir Mevlevi gibi çile de çekme onun yerine Philadelphia da bir çiftlikte yaşa), Sen de Tanrının elçisi veya Peygamberi veya bir şeyi ol.  Ol ki, Tanrı yerine Sana tapınsınlar. Zannediliyor ki, anlayamıyoruz ya adamı, adam çok zeki; vay vay vay Sonra da Arap kültürünün cancanlısını Türk Batı sentezi diya bana yuttur. Ih Ih yutmam. Tanrının yerine illa ki birine koyacak bu millet, çare yok Tanrı'ya inanç yetmiyor insanlarımıza, "İnsan Tanrıya" ihtiyaci var zavallı Kabilemin.  Doğrudan Tanrıyla tanışmak, şohbet etmek yerin

Dindarlık Meta haline geldi bile

AKP farkında mıdır değil midir?  Bilemem. Ama ben şunun farkındayım. Din bir meta haline geldi bile: Meta, elbette Marx'tan önceki iktisatçıların da bildiği bir şeydir ancak Marx, metayı bu bağlamda, kapitalist toplumsal yapının çözümlenmesinin merkezine koyunca  klasik iktisadın  ötesine geçer. Kapitalizm bir meta üretimi sistemidir, bu yapısı gereği her şeyi metalaştırır, her şey para aracılığıyla  kullanım değerinin ötesinde  değişim değeri  dolayısıyla da üretilir. Marx, bu noktada metanın  değişim amacıyla üretilen bir şey  olduğunu söyler. Bugün AKP sayesinde  "Din" kapitalizmin ürettiği bir meta haline gelmiştir bile.  Hani çok yazabilirim ama okumayı sevmiyoruz ya, kısaca:  "Bana ruhunu (oy'unu) sat, ben de Sana dinini (dindarlığı) vereyim"  dönemi hayırlı olsun. Ne yazık ki Meta haline gelen şey kirlenir. Çünkü para kirlidir. Din temizdir, ama meta haline gelmişse artık din değildir ve kirlidir, yani meta'dır. Bu yüzde

Bir Hastane Gözlemi

Dün 9 Eylül hastahanesine alçı kontrolu için gittim. Muayene olacağım Dr. belli nöbetten çıkmış. Kat kat giyinmiş.  Belli vücut direnci düşmüş üşüyor. Yorucu bir gece geçirmiş.  Bu da yetmezmiş gibi ertesi gün poliklinik yapıyor. Ama, bu da yetmez arada bir acil'e çagrılıyor, koşa koşa acil'e gidiyor.  Oradan da koşa koşa poliklinik'e dönüyor.  Poly'nin önünde kuyruk... Genç Dr. hekimlik den ziyade fazla konsantrasyon gerektirmeyen ameli bir işci gibi çalışıyor, çalıştırılıyordu....üzüldüm.   Üzüldüm, çünkü bu Dr. tedavi ederken tedavi edilecek duruma düşüyor.  Üzüldüm. Buna sebep olan herkese de sitem ettim.  Bu Dr bu şekilde çalışırsa/çalıştırılırsa kime ne faydası olur ki? Yazık.  Normal olmayan bu durum Prof. olunca O'nun için normalleşecek ki bu daha da fena... Bir Hasta.

Üç satır

Devlet'i yok saymak...gittikçe daha akla yakın geliyor, zeka yaşımın ilerlemesinden herhalde.

İki satır

Bir yandan elinde tabancayla saga sola ateş eden biri, bir süru polis seyrediyor, sonra bu adam emniyet amirini vuruyor, diğer yandan asker kaçağı kaçıyor silah yok bir şey yok arkasındaan ates ediliyor adam vuruluyor ve ölüyor...hey yavrum hey...:((

Bir satır

Gecenin bir saatinde dağda yürüsem ve vurulsam ve ölsem "o saatte dağda ne işi vardı? " derler hep bir ağızdan. Her iddiasına varım...ama kaçakçılık yapan bir kürt olsam Başbakan ve iç işleri bakanı helikopter ile ziyarete gelirler. Demek ki birinde ben hatalıyım diğerinde hükümet...hmmm.

Korkuluk Hk.

Korkuluk diye bir blogum var yazıyorum çiziyorum akıl yürütüyorum. Blogumun resmine bakıyorum, bir Korkuluk. Üstüne de tohumları yemiş, iki kuş konmuş, biraz ironi? Kesinlikle. Ama komik değil ironi, çünkü "Korkuluk" kuşlar ve tohumlarla değil o tohumu ekenlerle uğraşıyor. Belki de görüntüsü tohum ekicileri ürkütüyor....kim bilir. Okuyun yazılarımı, okuyun ki tohuma ve tohumculara karşı dirençli olun.

Dindar Gençlik, Tinerciler ve bir Başbakan

Dindar gençlik yetiştirmek ne demek? Adam diyor ki"ne yani tinerci mi olsunlar". Adama bak ya... Yani Tinerciler müslüman olmadıkları için tinerci. Değilse tinerci olmazlardı. Hey yavrum hey. Bu kadar mı basıyor beynin? Bu mudur bir ülkenin Başbakan akıl yürütme algoritması: 10 If "Tüm İnsanlar canlıdır" 20 And If "Tüm hayvanlar canlıdır" 30 Return "Tüm insanlar hayvandır". İşte Commodore 64 işte basic bilgisyar programlama dili. İste saf mantık. İşte Başbakan. Senden olsa olsa en fazla 200 satırlık basic komutlar zinciri olur ve Sen ve Senin hocan'da bunun etrafında akıl yürüttüğünüzü sanırsınız. Fettullah Gülen'in master planı. Sokaklar bir sürü küçük Tayyip, bir sürü küçük Hüseyin Çelik dolsun. Sana ne  benim dinimden çek ellerini en mahrem yerimden bre zındık. Sen git kendi dinini kendine yaşa benimkisini karıştırma. Sana ne ya...ben Senin dininle uğraşıyor muyum? Tüpgazla ile Nükleer'i aynı kefeye koyan birinde

Akıl, Tanrı ve Türkiye Hk.

Aklı işleterek Yaratıcıya inanmak, geleneksel biçimde ve alışkanlıklarla inanmaktan çok ama çok daha zor bir iş. Örnek: "Kuran"da örtünme  (tesettür) de geçer, suların perdeyle ayrıldığı da (Akdeniz ile Atlantik Okyanus). Kuran, akıl yürüterek Tanrıya ulaşmaktır. Değilse kitaba gerek olmazdı. DNA'lar kodlanır biz de biyolojik birer robot gibi gece gündüz Hatim indirir, namaz kılar, tüm kazandıklarımızdan birbiririmiz için harcardık. Tıpkı bir kedinin kendinden ufak ve hareketli şeyleri kovalaması gibi. DNA'sında var. Ama Tanrı öylesini tercih etmemiş kudreti yettiği halde. Neden? İste bunu sorgulamak için de akıl diye bir enstrüman vermiş insana. Kuran "denizleri perdeyle ayırdım" (Furkan-53) deyince, kimse denizde perde aramıyor. Denizlerdeki tuz yoğunluğu farkından karışmadığını kabul ediyor . Bilim öyle diyor. Bütün Müslüman alemi de "bak gördünüz mü kutsal kitabımızda da böyle yazıyor zaten" diyor ve bu tespite alkış tutuyor, Kur

İleri Demokrasi İstekleri

Madem herkes "İleri Demokrasi" adına bir takım haklar/ ayrıcalıklar istiyor, eh ben de istiyorum bakalım: 1. ..."porno kanalı olsun" dan başlayalım. 2.   Ayrıca "Her Kuruluşta en az bir Eşcinsel" çalışsın. 3. " Rakı" ve "Beyaz Peynir"in Türkiye'nin milli sofra bileşenlerinden ikisi olduğu kabul edilip, kültürümüzün bir parçası olduğu resmen tescillensin. 4.  Deniz kıyılarında ve plajlarda bir bölüm çıplaklara ayrılsın. 5.  Okullarda din dersine alternatif "Etik" dersi konsun. Ve öğrencilerin din ile etik dersi arasında seçim yapma şansı olsun. 6.  Adalet sistemi Roma hukuku yerine güneydoğu hukukuna göre düzenlensin. 7.    Başörtülü kadınlardan Jeep'e binenlere "Mekanik Müslüman" payesi verilsin ve tüm Cami'ler için onlardan ek vergi alınsın. 8.  Devlet, devletten büyük olmasın. 9.    Fettullah'ın bastırılmış Atatürk hayranlığı kontrol altına alınsın. 10.  Türk

Tek Satır

Devletin devletten büyük olduğu ülke: Türkiye.