Buy the buy, be my Guy!


SİYASETEN:
Kürtçülük, dincilik, liberal palavralarından ve zülüm edebiyatından bıktım. Bu vatan üstündeki haklarımı istiyorum. Kürt Mürt Laz Çerkez veya neyse ne. Ne bu ya at mıyız köpek miyiz? Pitbull, Terrier, Golden falan.


Aman ne kadar da acı çekmiş müslümanlar bu Cumhuriyet’de. Valla ben müslümanım ve dinim veya ibadetim esnasında bugüne kadar hiç bir acı çekmedim. Bugüne kadar diyorum çünkü son zamanlarda...acı çekiyorum.


İran gibi olmayacağımız kesinleşti artık. Biz Yeni bir Osmanlı olacağız tıpkı New York gibi (Yeni York- New Ottoman). Özümüz buymuş ya.


Padişahımız olacak (Padişahım çok yaşa) eyalet eyalet, muhalefet olmadan, esas duruşta kullar, her yere Cami yapalım, her yere AVM de yapalım (mekanik müslümanların ihtiyaç duyduğu bir çeşit tavaf mekanı).


Mekanik modern müslüman algısının sonu budur. Bol miktarda özgürlük, yok miktarda muhalefet. Mazlum, ezilmiş, insan hakları, özgürlük karışımı kulluk “IN”, muhaliflik “OUT”.


Yani onlar gibi düşününce demokrat ve özgürlükçusün (bana göre kulsun), değilsen ya cuntacı, ya ulusalcısın (sanki dincilikten daha kötü bir şeymiş gibi)

Ha bir de kimseyle kardeş falan da olmak istemiyorum. Benim bir tane kardeşim var o da aynı anadan ve aynı babadan. Yani kusura bakmayın ama herkesle kardeş olmak istemiyorum, baştan söyleyim. Bunun sürekli pompalanmasından da çok rahatsızım. Ne oluyorsa kardeş olunca onu da anlamadım hiç.

Aynı anadan ve babadan olma Kardeşim dışındaki herkes ile kader birliği yaptığım, vatandaşlık bağıyla bağlı olduğum, sosyal ortak yaşam alanımı paylaştığım ortaklarım var. Ortaklıkta karşılıklı menfaatler gözetilmek zorundadır, değilse ortaklık biter. İlişkiler bozulur. Oysa “Kardeşlik” bozulmaz mesela.


Yani birisi kalkıp kürtçülük yaparsa onunla ortaklığım bozulur. “Yani beni kardeşten saymayın” tezim güçlenir (çünkü zaten ben Kürdüm yani senden farklıyım diyor). Ama ortak idealler peşindeysek, Senin için canımı veriririm, ayrı konu. Ohh beee. İstediğini yap, ben de "o benim kardeşim" diyerek horr horr horrr uyuyum, göz yumuyum.
Bakın Kürtler demiyorum kürtçulük diyorum, aradaki farkı anlamayanlar bana cevap yazmasın lütfen. Vatandaşlık demiyorum kulluk diyorum.


Yani bana göre iyi ve kötü insanlar var. Iyi Kürt kötü Kürt, iyi Türk kötü Türk v.b. Kötü olana da illa o senin kardeşin onunla yaşa dayatmasından vaz geçilmeli. Ver pasaportunu gitsin. Yok eğer TSK bu v.b. konularda savaşmayı ve hatta caydırıcılığını da kaybettiyse, o zaman yandı gülüm keten helva. Hakkaten herkesle kardeş olalım bizim için daha iyi. Değilse bir gün gelir bizi dışarı atarlar.

The New Ottoman's Presents: Coca Cola is good for Muslims. Buy the buy, be my guy.


Fettullah isimli bir Hoca Kestane Pazarında sıcak bir Cuma gününde Camii de vaaz verir, kan ter içinde kalmıştır, tam sıcaktan konsantrasyonu bozulmuşken biri ona buz gibi bir şişe Cola verir. Hoca bir yudum alır ve tanrıyla yeniden bağlantı kurar, çoşarak ve ağlayarak vaazını tamamlar.


Tabi Cola şişesi daha düz hatlara kavuşmuştur (klasik şişe kadın bedenini andıryordu ya, Hoca bu şartı öne sürdü sermaye de kabul etti) ve üzerinde Osmanlıca yazar...Bismillahirrahmanirrahim, lütfen soğuk içiniz.


RTE de marka olmuş, haberiniz var mı. Patentini almış. Yakında Padişah RTE, Padişah RTE-X, Padişah RTE-Turbo Coupe falan görürseniz şaşmayın.


Kul olun kul. Şükredin Allah istediğine mal mülk verir. O’na vermiş size vermemiş bu Tanrının tercihi, bozulmayalım lütfen, size de sıra gelebilir (Bu milli piyangonun sloganı değil miydi, hay Allah).


Başbakan olması nedeniyle değilmiş RTE'nin zenginliği; bu sadece ve sadece Allahın takdiri.


Demek ki uyuşturucu kaçakçılığı ve ticareti yapanları da Tanrı secip zengin yapıyor.


Valla ben psikolojilerini çözüyorum. Bence Kuran böyle diyor zannıyla amcalar rahat ve zengin (aralarında şöyle sadece siaysetle uğraşan yok, hepsinin süper ikinci işleri var, eh Allah vermiş). Yani onların kaderinde zengin olmak var sanıyorlar. Yani siyasetin içinde karar mekanizmaların içinde olmakla alakası yok tüm bunların. Mekanik Müslümanlık ve yeni Osmanlılık harmanı; bu olsa gerek.


The New Ottoman's Presents: RTE-FG the new generation of Muslimottomatic Middle East Country Management. Our motto is: “Buy the buy, be my guy”.


Geçenlerde TV de bir gazeteci diyor: "Milliyetçiliğin modası geçti artık...” sonra da ekliyor: “Kürtlerin kendi ordularını kurmaya hakları var".


Bunlar harbiden S A L A K, ya da herkesi salak sanan SALAKLAR. Biraz önce için "Milliyetçiliğin modası geçti artık …" demiyor muydun? Şimdi o zaman nasıl olur da "Kürtlerin kendi ordularını kurmaya hakları var" diyorsun.


Bu kadar beyinsiz bir mantık akıl yoksunluğu olabilir mi? Yoksa Türk halkının Balık zekası olduğunu keşfetmiş birinin edasıyla "nasılsa ilk cümleyi 30 saniye önce söyledim uçup gitmiştir kafalardan, artık bağlantı kuramazlar" diye mi düşünüyorlar? Belki de haklıdır.

Şehitlerim, hakınızı helal etmeyin. Hak etmiyoruz.


ASKERİYETEN:
TSK'nin insan kaynakları ve kariyer yönetimini gözden geçirmelidir. Neden mi?

Akıl ve dürüstlük yerine, ezber ve süs geçmiş de ondan.


Ezbere ve süslü yazan, çizen, konuşan, takla atan tüm jonglörler arenası sanki.


Kendisinden çok Komutanın ana fikrini bulmaya çalışan (Komik değil mi bu- o kadar okut yetiştir akademi falan ondan sonra da o beyni kullanmak yerine falcı gibi bir başkasının ne düşündüğünü bulmaya çalış) ve sadece itaat eden bu Subay tipi; bir subaydan çok robotu andırmaktadır. Kariyer yönetimi sayesinde kadroların çoğu bu ihtiraslı robotlar tarafında işgal edilmiştir.


20 yıldır TSK’nın harakiri yaptığıni söylemekteyim. Hiç öyle “Taraf” gazetesini suçlama kolaycılığına kaçılmamalı. Asimetrik harbe odaklanacağına ben nerede hata yaptım demeli. Çünkü bu savaşın adı ister simetrik ister asimetrik, ister kare ister dikdörtgen olsun, adı ne olursa olsun TSK kendisine yenilmiştir (Burada TSK insan kaynakları ve kariyer yönetimini kastetmekteyim, içinden geldiğim için biliyorum, dışardan bunu anlamak biraz zor olabilir).

Ben ve benim gibi düşünenleri “20 yıldır dinlemedik, zararın neresinden dönsek kardır” deyip şimdi bize de sorulmalıdır. Neden diye.


PKK’nın neden bitirilemediği konusunda da söyleyeceklerim var. Askeri strateji açısından. Ne de olsa 20 yıldır en parlak subaylar ve generaller bitiremedi belki bizim diyeceklerimiz işe yarar, hani Toplam Kalite Yönetimi afişler falan vardı ya, hani ast’lar her şeyi daha iyi bilebilir felsefeleri falan, hadi hodri meydan. Emirle astırdığınız afişlerin gereğini yapın bakalım.

Ben buradayım bana bir sorun bakalım. Belki cevaplarımız çok süslü değildir basit ve sadedir; ama gerçektir.

Komutanlarım, bence artık gerçekleri gözünüzün önüne koyabilen ast’lara ihtiyacınız var. Duymak istediğinizi değil gerçekleri sunabilen analiz yapabilen farklı bakış açılarına sahip (sizden de farklı) subaylara.


Huzur.
x
x
x

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir "Efendi" sözünün Analizi - Bölüm I

Bülent Arınç

Nüfus Cüzdanından "Dini" hanesi kalksın.