Ege'nin incisi İzmir

Dün akşam canım sıkıldı. Biraz deniz kenarında yürüyüş yapmak istedim sıkıntımı dağıtmak için. Bornova'dan çıktım Alsancak sahil'e. Deniz kenarında en fazla 400 metre yürüdüm, ortalık çöplük gibi.

Kullanılmış ve güzelce boca edilmiş çocuk bezi, boş bira şişeleri, midye dolma artıkları; balık tutacağı için "etrafıma kimse oturmasın da rahatsız olmayım" diyen ve denizden kovayla su çekip deniz kenarı setinin tahta oturmalarını ıslatan bencil adama kadar, her şey tam bir hayal kıklığı. O kadar pis ki. Yani Belediye'ye başka bir belediye lazım galiba.

Bir de sahilde köpeğini tuvalet yürüyüşünü çıkaranlara ne demeli. Aman dikkat. Bari şurda çimde biraz oturuyum derseniz, evcil köpeklerin tuvaleti burası dikkatli olun.

Çok pis her yer… çok pis!

Hadi dedim  karaya değil denize bakayım. Ne yazık ki manzara aynı denizde de. Çöp dolu. Yazık yazık.

Ege'nin incisi, kokuşmuş kocaman bir midye olmuş.

Hadi dedim Kıbrıs Şehitleri cad.'nde biraz dolaşıyım, orası daha da bir beter...yukarıda saydığım pisliklere yarım hazmedilmiş yemek artıkları ekleyin, işte İzmir.

Bu nasıl bir sefalet? Bilemiyorum. Ama adı belli: Ege'nin incisi İzmir.

Huzur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir "Efendi" sözünün Analizi - Bölüm I

Bülent Arınç

Nüfus Cüzdanından "Dini" hanesi kalksın.